1. (a) çıkagelmek, ansızın gelivermek.
    My uncle just blew in from Toronto. (b) çarçur/israf etmek,
    boş yere harcamak.
    He blew in his entire savings on horse races. (c) (rüzgâr) kırmak, sökmek, içeri girmek.
    The wind blows in at the window.
birini aldatmak Fiil
büyük başarısızlığa uğramak, yüzüne gözüne bulaştırmak.
ters gitmek Fiil
kötü gitmek Fiil
berbat olmak Fiil
elinde patlamak Fiil